Etiketler
at, av, azerbaycan, bayındır han, beyşehir, boğa, boğaç han, dede korkut, dirse han, diyarbakır, elçin mamedov, eğer, hayat ağacı, hayvan, hikaye, iskit, islam, kam, kaman, kaya resimleri, kazan, kemik, konya, kubadabad, kurgan, lale abşar iskenderzade, mezahir avşar, minyatür, oğuz, plastik sanat, renkler, resul, selcan hatun, seramik, sikke, sır, Türk, ulu cami, uruz
Dede Korkut’un plastik sanatlara yansımasını iki şekilde nitelendirmemiz mümkündür. Hayvan sembolizmi, av geleneği, renk sembolizmi, Türk kültüründe ve yaşamında atın yeri, kamlık geleneği gibi…
Lale Avşar İSKENDERZADE
Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Dede Korkut Türk edebiyatının temel taşlarından biridir. Bu eserin mahiyetini en güzel şekilde değerli bilim adamımız Prof. Fuat Köprülü ifade etmiştir, onun fikrince“Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut Destanını öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar”. (Ergin,2005,s.5)
Bu tür eserler bir ferdin kendi hayal gücüne dayanarak serbest şekilde yaratılan eserler değiller, bütün milletin maneviyatından, ruhundan, tarihi ve bedii varlığından kendi kendine doğmuş “maşeri” verimlerdir. (Sakaoğlu, Duymaz,2003,s.13) Yarı mensur yarı manzum şekilde yazılan Dede Korkut on iki hikâyeden oluşmaktadır ve Türklerin milli epopesi olduğunu kesinlikle kanıtlamıştır.